Yardım çeklerini yakınlarına dağıtmış!

Arınç’tan şok suçlamalar…

AKtroller birbirine girdi..

Apple Glass üretimi için hazırlıklar başladı

Intel Core i9-10900K hız aşırtma rekoru kırdı!

iPad Pro 2020 inceleme!

  • Milli Eğitim'in tarikatlarla protokolü, buzdağının görünen kısmı mı? DW HABER 18.12.2023

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, BirGün’e yazdı: Size özgürlük sözüm var

Geçen hafta CHP Genel Başkanı seçilen Özgür Özel, başta Gezi davasından yargılananlar olmak üzere tüm siyasi tutuklular için yazdı: İçeride haksız yere bulunan dostlara özgürlük sözüm var.

Özgür ÖZEL / CHP Genel Başkanı

“İçerisi”, aslında benim yıllardır çok iyi bildiğim bir yer. Partimizin Cezaevlerini İnceleme Komisyonu’nu kurduğumuz, haksız ve siyasi tutuklamalara karşı ses olmak, dışarıya seslerini duyurmak için çıktığımız yolculukta Türkiye’nin tüm illerinde çok sayıda cezaevine sayısız defa gittim.

Yaşanan sorunların çözümüne katkı sunmak adına, haksızlığı dile getirmek adına yıllarca Komisyon üyesi milletvekillerimizle mücadele verdik.

Hakim: Yargıya müdahalenin ses kaydını aldım

Anadou Adliyesi yargıdaki krizin ortalığa saçıldığı ilk yer olmuştu. (Fotoğraf: AA)

Timur Soykan

Başsavcı İsmail Uçar’ın rüşvet çarkını anlattığı dilekçenin ardından sular durulmuyor. Komisyon Başkanı Bekir Altun’un ‘FETÖ iltisaklı’ diyerek suçladığı hakim, HSK’ye yazdığı dilekçeyle yanıt verdi. Bekir Altun’un, Necat Gülseven’in beraat etmesi için kendisine yaptığı baskının ses kaydını dilekçeye ekledi. Yargıda herkesin korktuğu bir yapılanmanın olduğunu ve hakimleri fişlediğini ifade etti. İş insanı Necat Gülseven’in para vererek davalara müdahale ettiğini savundu.

İstanbul Anadolu Başsavcısı İsmail Uçar, adliyedeki rüşvet çarkını anlatan bir yazı kaleme almış ve Hakimler Savcılar Kurulu’na (HSK)  6 Ekim 2023’te göndermişti. İsmail Uçar, yazısında uyuşturucu kaçakçılarının, silahlı soygun yapanların, yasa dışı bahis çetesi liderlerinin İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimi Sidar Demiroğlu tarafından birkaç ay içinde tahliye edildiğini anlatmıştı. Ayrıca haberlere para karşılığı erişim engeli getirildiğini ifade etmişti.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığını niçin riskli buluyorum?

Levent Gültekin

Son anda sürpriz bir gelişme olmazsa CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı neredeyse kesin.

Kılıçdaroğlu’nun adaylık ihtimali güçlendikçe tartışmalar da giderek alevlendi.

Muhalif kamuoyu neredeyse ikiye bölünmüş durumda.

Kılıçdaroğlu’nun adaylığı üzerinden muhalefeti de ayrıştıran, muhalefetteki birlikteliğe zarar veren bir tartışma yürütülüyor.

Bir tarafta Kılıçdaroğlu’nun adaylığını destekleyenler, diğer tarafta ise çeşitli nedenlerle bu adaylığa itiraz edenler var.

Hatta iş öyle bir noktaya geldi ki sokaklarda ve sosyal medyada ‘Kılıçdaroğlu aday olma’ kampanyası bile yapılıyor.

Bu meselenin ilginç yanı, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkanların neredeyse tamamının muhaliflerden oluşması.

Suçun örtülmesinden önce Erdoğan korkmalı

Bu cinayetleri işleyenlerin korkusuzluğundan hepimizin korkması gerekiyor.
Başta da iktidar partisi mensuplarının!

Mehmet Y. Yılmaz

Soruşturmayı yürüten savcılar ve polisler ile ilgili gelişmeler de cinayetin ardındaki gücün siyaseten korunmak istendiğini gösteriyor. Ve bundan da her halde öncelikle rahatsız olması gereken kişiler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısından çıkarken “Sinan Ateş cinayetini” soran gazeteciye “hadi işine bak, hadi bakayım” diyerek tepki gösterdi.

Normal bir demokraside bir gazetecinin işi de esasen tam olarak budur.

İşte “o gece” MHP’li Kılavuz’un evinde yaşanan anlar | Kılavuz’dan şüpheliyi almaya gelen polis ekibine: “Siz gidin, sahibiniz gelsin”

Tolga Şardan

Demirbaş’ın serbest bırakılması işlemi savcılık üzerinden gerçekleştirildi. Ve yine kritik bir işlem yapıldı: Polisin, “gecikmesinde sakınca bulunan hâl” kapsamında soruşturma savcısının sözlü talimatıyla gerçekleştirdiği gözaltı işlemine esas olacak dosyanın içi boştu!

Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş‘in öldürülmesine ilişkin soruşturma sürüyor.

Olayla ilgili yürütülen tartışmaların odağında MHP Milletvekili Olcay Kılavuz var. Kılavuz’un bulunduğu adreste yakalanan cinayet zanlılarından birinin nasıl bırakıldığı merak konusu…

Ülkücü camia içinde büyük tepki çeken suikastın organizasyonunda görev yaptığı iddia edilen Tolgahan Demirbaş‘ın yakalanması sürecinde yaşananlarla ilgili önemli bilgilere ulaştım.

Çukurambar cinayeti ve Mersin’deki “ülkücü çatışması”ndan yansıyanlar

Tolga Şardan

Kulislerde konuşulan iki iddia: İlki, soruşturma çerçevesinde MHP’nin bir isminin evinden yapılan gözaltı işlemi. Bu ismin evinden bir kişinin gözaltına alınması Ankara Emniyeti’nde kriz yarattı. Yapılan gözaltı işleminden Emniyet Müdürü Yılmaz’ın bilgi dışında olduğu ve sonrasında söz konusu kişinin serbest bırakıldığı emniyette dilden dile konuşuluyor dünden bu yana. İkincisi ise, olayın ardından bir Suriyeli’nin gözaltına alınması

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş, yeni yıla iki gün kala başkentte muhafazakâr kesimin adresi olarak bilinen Çukurambar’da öldürüldü.

Suikast, son dönemde sıkça tercih edilen motosikletli eylem ekibince gerçekleştirildi.

Tarsus kazısı bitti sıra Lüleburgaz’da

Miyase İlknur

Lüleburgaz’da ilginç bir kazı öyküsü herkesin dilinde. İlçede işletmesi olan bir dostum arayıp hikâyeyi anlatınca “Yok artık daha neler” deyip üzerinde durmadım. Ancak birkaç gün sonra devlette üst düzeyde görev almış bir başka dostumuzdan da benzer konuda bilgiler gelince olayı bir kurcalayalım dedik. Altından evlere şenlik bir hikâye çıktı. Mersin’in Tarsus kazısındaki gizemli öykünün benzeri bu kez Lüleburgaz’da yaşandı.

Define avcılığı ile başlayıp sonradan terör operasyonuna dönüşen bu ilginç hikâyenin taraflarından biri ünlü bir iş insanı. Fırat Plastik Kauçuk Sanayi (Fıratpen) Yönetim Kurulu Başkanı Nevzat Demir. Bu ismi sporseverler, özellikle de Beşiktaş taraftarları iyi bilir. Zira Beşiktaş’ın Ümraniye’deki tesisleri onun sponsorluğunda yapıldığı için tesislere Nevzat Demir adı verilmiştir.

Karanlık dünya bir çocuğu yuttu: Tarikat karanlığında henüz 6 yaşında…

Yusuf Ziya Gümüşel, Hac dönüşü çocuk müritleri tarafından karşılanmıştı.

Timur Soykan

İsmailağa Cemaati’ne bağlı Hiranur Vakfı’nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel’in kızı H.K.G. babasının kendisini 6 yaşındayken imam nikahıyla ‘evlendirdiğini’, çocukluğu boyunca her gün cinsel istismara uğradığını anlatarak şikâyetçi oldu. 6 yaşındayken 29 yaşındaki bir müritle imam nikahı kıyılan H.K.G. ifadesinde cinsel istismarın kendisine bir oyun gibi gösterildiğini anlatıyor. 2012 yılında ise H.K.G.’nin cinsel istismarına yönelik soruşturmayı gizli ellerin örttüğü anlaşılıyor.

Erdoğan, bu pazar günü ‘Sisi’ dedi

İsmail Saymaz

“Dün dündür, bugün bugündür” cümlesi 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’e ait olsa da bu sözün hakkını Erdoğan veriyor.

Bir değil, iki değil, üç değil.

Say say bitmiyor.

“Görevde olduğum sürece İsrail ile olumlu bir şeyi düşünemem” diyen de, “Siz bebek öldürmeyi iyi bilirsiniz” diye parmak sallayan da o, Tel Aviv’e büyükelçi atayan da.

Rus uçağının düşürülmesi için “Emri ben verdim” diye övünen de o, Putin’in ayağına kadar gidip canlı yayında kapıda bekletilen ve özür mektubu sunan da.

İmamoğlu’nu ortadan kaldırmaya hazırlanıyorlar

Barış Terkoğlu

Marquez’in Kırmızı Pazartesi romanı, “Santiago Nasar, onu öldürecekleri gün, psikoposun geleceği gemiyi karşılamak için sabah saat 05.30’da kalkmıştı” diye başlar. Haliyle cinayeti ilk cümleden itibaren izlemeye başlarız.

Bu yazı siyasi bir cinayeti anlatmak için yazıldı. Hayır, parmağımızla gösteremiyoruz. Kapının ardında konuşulanları duyduk. Aklımız, gözlerimizin önünde gidiyor.

“Ahmak davası”nı biliyorsunuz. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, üç yıl önce, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde konuşmuştu. Toplantı, Türkiye’deki yerel seçimlere dair hazırlanan rapor üzerine olağan bir buluşmaydı. Katılımcılar arasında, AKP dahil, farklı partilerin belediye başkanları vardı. İmamoğlu, İstanbul seçimlerinin tekrar edilmesi dahil, yaşanan sıra dışı olayları eleştirmişti. “Bedel” kelimesini ise şöyle kullanmıştı: “Sadece üç ayda, 13 bin oydan 806 bin oya çıkan bir farkla bedel ödeten bir halk var.” Birkaç gün sonra, İçişleri Bakanı Soylu’nun hedefi oldu: “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum, bunun bedelini bu millet sana ödetecek.” İmamoğlu’nun cevabı, tabiri caizse, “Sensin o” şeklindeydi: “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır.”

SİTE İÇİ ARAMA

Generic selectors
Exact matches only
Search in title
Search in content
Post Type Selectors

SON EKLENENLER

Soylu’nun sözlerine sert tepki