Milyon dolarlar şirketlere aktarıldı.Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a zor soruBakan Soylu hakkında suç duyurusuÖzgür Özel’den Erdoğan’a: Sen darbecisinİmamoğlu’ndan Kültür Bakanı’na MektupBahçeli ve AKP konforundan çok memnun
|
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımı geçen yıl kuraklığın vurduğunu, bu yıl ise başta gübre olmak üzere maliyetlerdeki artışın vurmasından endişe ettiklerini söyledi. Bayraktar, tarımsal üretimdeki düşüşün, ekonomik büyümeye olumsuz yansıyacağına işaret etti.
Tütün ve şekerpancarında üretimin düşmesinde uygulanan alım-fiyat politikasının etkili olduğunu vurgulayan Bayraktar, “2007’de 500 bin ile 1 milyon hektar arasında arazi yanlış politikalar nedeniyle boş kaldı. Bu yıl için gerekli tedbirler alınmazsa boş bırakılacak arazi miktarının artmasından endişe ediyoruz” dedi.
TÜİK’in açıkladığı rakamlar, kuraklığın tahribatını resmen ortaya koydu. Buğdaydan mısıra, ayçiçeğinden şekerpancarına, turunçgillerden baklagillere kadar hemen hemen tüm ürünlerin üretimi düştü.
Türkiye’de geçen yıl yaşanan kuraklığın tarımdaki acı faturası kesinleşti. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı rakamlara göre, geçen yıl buğday üretimi yüzde 13.9, arpa üretimi yüzde 23.5, mısır üretimi yüzde 7.2 azaldı. Yağlı tohumlar üretimi yüzde 21.4, tütün üretimi yüzde 18.5, şekerpancarı üretimi yüzde 14.1, pamuk üretimi yüzde 10.8 düştü. Meyve üretiminde toplamda yüzde 4.3 düşüş olurken sulamayla yetiştirilen sebze üretimindeki düşüş de dikkati çekti.
Fazıl Say’ın bestelediği “Nazım Oratoryosu” ile seyirci karşısına çıkacak.
Ünlü şair Nazım Hikmet, hayatının son yıllarını geçirdiği Rusya’da, piyanist Fazıl Say’ın bestelediği “Nazım Oratoryosu” ile seyirci karşısına çıkacak.
İlk yurt dışı turnesine hazırlanan eser, Rusya’da düzenlenen “Türk Kültür Yılı” etkinlikleri kapsamında 8 Nisan’da 185 kişilik dev kadrosuyla izleyiciyi selamlayacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın organizasyonunda, piyanist Fazıl Say, Zuhal Olcay ve Genco Erkal’a, Şef İbrahim Yazıcı yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Çoksesli Korosu eşlik edecek. Eserde, üç çocuk sanatçı vokalde Kansu Tanca (12), flütte Dersu Tanca (15) ile glockenspielde (çan sesi çıkaran bir enstrüman) Sezer Yılmazer (14) de seyirciyle buluşacak. Konsere, 2005 kişilik Moskova House of Music ev sahipliği yapacak. Nazım Hikmet’in son yıllarını Rusya’da memleket hasretiyle geçirdiğini hatırlatan Fazıl Say, “Bu anlamda, Rusya, Nazım Oratoryosu’nun seslendirilebileceği en anlamlı yurtdışı durağı” dedi.
Deniz Seki, söyleşi sırasında aşkın hammaddesinin seks olduğunu ileri sürdü.
Kutluğ Ataman ile Deniz Seki, Emre Baykal’ın yazdığı “Kutluğ Ataman-Sen Zaten Kendini Anlat!” adlı kitap için aşk üzerine bir söyleşi yaptı. Seki, bu söyleşide aşkın hammaddesinin seks olduğunu ileri sürdü. İşte kitaptaki o ilginç bölüm…
Gülben Ergen, İstanbul’da verdiği konserlerinden sonra aynı sahne şovunu Ankara’ya da taşıyor.
Gülben Ergen, TİM ve Bostancı Gösteri Merkezi’nde verdiği konserlerinden sonra aynı sahne şovunu Ankara’ya da taşıyor.
Ankara Anadolu Kültür Merkezi’nde yarın akşam sahneye çıkacak olan Ergen, son albümünün yanı sıra hit şarkılarını da seslendirecek. Nihat Odabaşı’nın genel yönetmenliğinde yapılacak konserde, Yasemin Yalçın’ın kızı Eylül de yaptığı oryantal dansıyla sahnedeki yerini alacak.
Amerika’da 40-75 yaş arasında 47 bin 360 erkeği kapsayan ve geçen ay sonuçları açıklanan bir araştırma, düzenli aspirin kullanımının kalın bağırsak kanserini önlediğini gösterdi. Aspirinin, kalın bağırsak kanserinden korunmak amacıyla kullanılabileceğini ifade eden Prof. Dr. Ethem Tankurt, şöyle konuştu: “Korunma amacıyla kullanım, öncelikle yüksek riskli hastalara yani birinci derece yakınlarında kolon kanseri olan kişilere ve bağırsağından polip çıkarılan hastalara öneriliyor. Aspirin, kanserin öncül lezyonu olan bağırsak poliplerinin oluşumunu azaltıyor. Düzenli olarak aspirin alacak kişilerin, mide sorunlarının olmaması gerekiyor. Aksi taktirde, çok ciddi mide kanamaları oluşabiliyor.” Uzmanlar, kolon kanserine erken yaşta yakalanmamak için, 50 yaşın üzerindeki herkesin 10 yılda bir kolonoskopi kontrolünden geçmesini tavsiye ediyor.
Migren ağrılarınızdan kurtulmak için bunları yapın:
* Yaşam tarzınızı düzenleyin.
* Düzenli uyuyun ve yiyin.
* Bilinen tetikleyicilerden uzak durun. (Kafein, peynir, et koruyucuları, monosodyum, glutamat, salamura ürünler ve çerez)
* Düzenli olarak aerobik ve egzersiz yapın.
* Duygusal stresi mümkün olduğunca azaltmaya çalışın.
* Stresten kurtulmak için, ileriye yönelik planlar yapın.
* Vücudunuzun biyolojik geri bildirimini (biofeedback) öğrenin.
* Meditasyon yapın.
* Hobilerinizi arttırın.
* Gevşeme ve rahatlama tekniklerini öğrenin.
* Psikoterapi desteği alın.
* Olumsuz çevresel etkenlerden uzak durun.
* Güneş gözlüğü kullanın.
* Dumanlı, kokulu ve gürültülü ortamlardan uzak durun.
* Vücut duruşunuzun düzgün olmasına dikkat edin.
* Fiziksel teknikleri öğrenin.
* Masaj yaptırın.
* Boyun kaslarınız için, belirli aralıklarla germe ve güçlendirme egzersizleri yapmaya çalışın.
Çok yoğun çalışıyorum ve sürekli grip oluyorum. Çok fazla stres altında olmam, gribe yakalanmama yol açıyor olabilir mi? Ne yapmalıyım?
Burada esas mesele; moral bozukluğunun vücutta stres cevabına yol açarak, bağışıklık sistemini zayıflatmasıdır. Stres, daha fazla enerji gerektiğini hisseden bedenin verdiği, doğal bir tepkidir. Böyle bir tepkiye sadece yaralanmak, yeterli uyumamak, düzenli yememek gibi fiziksel tehditler değil; psikolojik sorunlar da yol açar. Bir işi acil olarak yetiştirmek zorunda olmanız ya da ilişkinizde sorun yaşamanız da stres yaratır. Peki stres nasıl grip yapar? Vücudunuz fiziksel veya psikolojik bir tehditle karşılaştığında kendini korumak için enerji, hız ve konsantrasyona ihtiyaç duyar. Bu durumda sinir ve hormon sisteminiz devreye girer ve böbrek üstü bezleriniz adrenalin ve kortizol salgılar.
BİRÇOK SORUN YARATIR
Bu hormonlar kalp atışınızı, kan basıncınızı ve kan şekerinizi artırır. Nefesinizi hızlandırıp sıklaştırır, organlarınıza giden kan akışını çoğaltır. Kendinizi daha canlı hissedersiniz. Yani vücudunuz kendisini tehlikeye karşı hazırlamak için enerjisini ve savunma gücünü artırır. Elinizi ateşten çekmek, size doğru gelen bir arabanın önünden kaçmak gibi acil bir durumda işinize oldukça yarayacak bu değişiklikler uzun süreli olduğunda, tüm vücudunuzu olumsuz yönde etkiler. Kas gerginlikleri, baş ağrısı, uykusuzluk, kilo sorunları yaşar; kolesterol, şeker ve tansiyon problemleriyle boğuşur; bağırsak sorunları, depresyon ve hafıza bozukluğu ile uğraşırsınız. Sorunlar bunlarla da sınırlı kalmaz. Stres, bağışıklık sisteminizi zayıflatır ve hastalıklara yakalanma riskinizi artırır. Sonuç; aynı sizin durumunuzda olduğu gibi grip de olabilir. İyi haber ise, stres azaldığında bu belirtilerin yok olması ve vücudun stressiz haline geri dönmesidir. Bu nedenle moral bozukluğu yaşıyorsanız, önce canınızı sıkan sorunlarla yüzleşmeye ve bunları çözümlemeye çalışın.
ANTİBİYOTİK YARAMAZ
Eğer gripten yakanızı kurtarmak istiyorsanız dinlenmeye, bol bol sıvı almaya ve C vitamini, çinko gibi desteklerden yararlanmaya özen gösterin. Antibiyotik gripte işe yaramaz. Çünkü grip, virüslerin neden olduğu bir hastalıktır. Ancak grip üzerine bakteri enfeksiyonları gelişebilir. Bu nedenle ateşiniz çok yüksekse doktorunuza danışarak bir antibiyotiğe başlayabilirsiniz. Ekinezya gibi bağışıklık sisteminizi güçlendirecek destekleri de, doktorunuzun tavsiyesi ile kullanabilirsiniz. Yeşil çay, ‘oligomerik proantosiyanidin’ denilen çok güçlü antioksidan maddeler içeriyor. Özellikle sabah aç karnına ve egzersiz öncesi tüketilen yeşil çay; hem metabolizmayı hızlandırıyor, hem de yoğun egzersizin yan etkisi olarak üretilen serbest radikallere karşı vücudu koruyor.
KALBE DE İYİ GELİR
Yeşil çayın faydaları bunlarla da sınırlı değil. Kalpten damarlara, ciltten bağışıklık sistemine vücuda sayısız yarar sağlıyor. Yeşil çayı öyle çok fazla içmenize de gerek yok. Günde sadece iki fincan yeşil çay içmek size yeter. “Daha fazla antioksidan almak istiyorum” diyorsanız bu miktarı günde 3-4 fincana çıkarabilirsiniz.
Türkiye-Karma Komisyonu Eşbaşkanı Lagendijk “Yargı halkın çoğunluğunun seçimine ‘yanlış’ diyor. Yargı reformu konusunda tutumumuz sert olmalı” dedi..
Türkiye–AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, “Türkiye’deki siyasi sürece yargı darbesi yapıldığını” söyledi. Hollandalı Hıristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten’in kaleme aldığı Türkiye raporu taslağı, AP Dış İlişkiler Komisyonu’nda tartışıldı. Oomen-Ruijten, reformlar konusunda geçirilecek zaman olmadığını belirterek, “TCK 301’de artık ürününü ortaya koymalı” dedi. Oomen-Ruijten, “Ordu ve yargıdan oluşan elit tabakası var. TBMM 3’te 2 çoğunlukla ‘üniversitelerde başörtüsünün serbest bırakılmasına’ karar veriyor fakat uygulanmıyor. Ben dünyada böyle başka bir ülke bilmiyorum. Bunun örneği yok. Yargı bağımsızlığından yanayım. Ama Türkiye’de herkesin güvenebileceği bir yargı maalesef yok” diye konuştu.
KAPATMA DAVALARINA KARŞIYIZ
AKP ve DTP’ye kapatma davaları açılmasının bütünüyle karşısında olduğunu vurgulayan raportör, “sadece yargıyla ilgili hızlı reformlar yapılarak bu sorunun üstesinden gelinebileceğini” vurguladı. “Orduya da güçlü mesaj vermek gerekiyor. İyi işleyen modern demokrasi istiyorlarsa kendilerini sınırlamalılar” diyen Oomen-Ruijten, Genelkurmay Başkanı’nın KKTC’yi ziyaretiyle “çözümde ilk söz hakkı bizim” mesajı verdiğini öne sürdü. Joost Lagendijk ise “doğru bir üslupla” raporu hazırlayan Oomen-Ruijten’e teşekkür ederek şöyle konuştu: “AKP ve DTP’ye açılan davalar hâlâ beklemede. Bu konuda çok açık olmalıyız. Türkiye’de siyasi sürece yargı darbesi yapılıyor. Yargı, halkın çoğunluğunun seçimine ‘yanlış’ diyor. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez. Yargının verdiği imaj çok kötü. Türkiye’de yargı reformu talebi konusunda tutumumuz sert olmalı.” Raporda, Ergenekon soruşturmasının kararlılıkla sürdürülmesi isteniyor.
Eski MİT müsteşarı Sönmez Köksal imzalı belgede 6 kişilik İsrail timinin Mumcu’yu öldürdüğü öne sürülüyor..
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan emekli tuğgeneral Veli Küçük’ün evinde 2 Şubat 1993 tarihli MİT tarafından Başbakanlık’a hitaben yazılmış MİT müsteşarı Sönmez Köksal imzalı ‘çok gizli ibareli’ Uğur Mumcu konulu belge ele geçirildi. Resmi belgenin içeriği şöyle: “Türkiye’nin dine dayalı bir yönetim altına girmesini önlemek amacıyla ABD haber alma servisi CIA denetiminde, İsrail kabine görevlisi Haim Bar-lev kontrolünde, İsrail ‘OADNA’ birliklerinde eğitim gören 6 kişilik özel timin ‘HAYRE’ deniz üstünden botla Türkiye’ye giriş yaptıkları, bahse konu olan timin hedefinin Mumcu ve Birand’ı öldürtmek olduğu, Mumcu’yu öldüren tim elemanlarının ikinci görevleri Birand’ı öldürmek için ülkemizden çıkış yapmadıkları tim elemanlarının İsrail temsilciliğinde kaldıklarının tespit edildiğine dair istihbarat raporu elde edilmiştir.” Küçük’ün bu belgeyi önemli olduğu için sakladığını söylediği belirtildi.
|
Harvard profesörleri uyardı
|